Geleceği mi bilmek istiyorsun? O halde kendini bil onu bulacaksın. Kendisini, fikirlerini, davranıçlarını aynı zamanda geleceğini de bilir. Kişinin kendi içine bakması aynı zamanda dünyayı tanımasının anahtarıdır. Yunanlılar homoreus çağında Yalnızca kahramanlar ya da yarı tanrılar, olağanüstü başarıları sayesinde kendi yazgılarını kendiler yazma hakkını ele geçirebiliyorlardı. Her hangi bir ilahi yargıya bağlı olmayan eşsiz ve özgün yaşantılarında rastlantıların ve beklenmedik olayların yeri yoktu. Onların dışında kalan diğer sıradan insanlar ise sürekli tekrarlanan bir yaşantıya mahkûmdurlar. Onlar olasılık yasalarının geçerli olduğu uzun ya da kısa farketmez tüm yaşamları boyunca yaptıkları her şeyi bir boşluğa yöneltmiş hiçbir iz bırakmamayı kader olarak seçmiş kişilerdir. Duygularımızla düşüncelerimizi, ayrıca belirli bir anda hissettiklerimizle yaşadıklarımızı denetleyebilir yani duygularımıza hakim olabilirsek yaşamımızın kontrolünü ele geçirmiş kaderimize yön vermiş oluruz. Olumsuz duygularımız zaman içinde şikayetçi olduğunuz aksilikler haline gelir. İnsanın en büyük yanılgısı dış koşulları değiştirebileceğine ve dünyayı düzeltebileceğine inanmaktır. Halbuki ancak kendimizde değiştirebilir tutumlarımızı farklılaştırabiliriz tepkilerimizi düzeltebilir ve hissettiğimiz olumsuz duyguları ifade etmeye çalışırız.
Lipelius 9.yüzyılda yaşamış olan bir felsefecidir. İrlanda doğumludur. Tanrılar okulu adlı bir el yazması vardır. Hakkında çok az bilgi olmasına rağmen felsefesi oldukça derindir. Lipelius Felsefesi Lipelius'un öğrencilerilerine Lupelyanlar denilmektedir. Lupelyanlar, nedenlerini bilmedikleri anlamsız çatışmalara, ihtilallere ve uzak ülkedeki manasız savaşlara gönüllü olarak katılırlardı. Onlar savaş meydanlarında ne zayıfı ne de mazlumu korumak için, ne soyut ilkeleri ne de ideolojileri savunmak için, ne düşmanlarını yenmek için ne de öclerini almak için giderlerdi. onlar kendilerinin efendisi, kaderlerinin belirleyicisi olmak için savaşırlardı. Gerçek savaşçılar başkalarından üstün gelmek için ya da onları kontrol altına almak için savaşmazlar. Onlar bir zafer, bir mülk, onlar gerçek önemi olan tek bir şeyi kazanmak için savaşırlar, kendi içsel özgürlüklerini. Lupelius'un öğretisi, iradenin geliştirilmesine dayalı bir yıkılmazlık eğitimiydi.Amacı bütün kısıtlamalardan kurt...
Yorumlar
Yorum Gönder